30 Haziran 2005 Perşembe

DEMOKRASİ VE SEÇİM

Cumhuriyet 1923'de kuruldu. Fakat demokrasi bu ülkede hala oturmadı. Ve sanırım uzun süre de oturmayacak.Demokrasi serüveni, yaklaşık 300 yıl önce 1789'da Tanzimat Fermanı ile başladı. Meclis kuruldu. Halk temsilcilerini(?) seçti. Sonuç olarak Osmanlı Devleti hızla çöküşe girdi. Meclise gayrimüslimlerde girebiliyordu. Tabi Rum, Ermeni ve Yahudiler bu fırsatı kaçırmadılar. Bu konuda bilgisiz halkı kandırıp onlar da meclise girdi. Tabi onlar Osmanlı için değil kendi milletleri için çalıştılar.

Bir zaman geldi İttihat ve Terakki Partisi 31 Mart olaylarını bahane ederek demokrasi tarihimizdeki ilk darbeyi yaptı. Ve devlete el koydu. Tek parti ile uzun süre Osmanlı'ya hükmedildi.Cumhuriyet 1923'de ilân edildi. Bi süre sonra iktidardaki CHP dışındaki partiler kapatıldı. Bu II. Dünya Savaşı'na kadar sürdü.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye, Demokratik Avrupa'ya uymak için çok partili döneme geçti. Ardından Adnan Menderes önderliğinde Demokratik Parti kuruldu. Yapılan seçimlerde halkın büyük oyunu alan DP, tek başına iktidar oldu. Tam demokrasi artık geldi derken askerler postallarıyla Ankara'ya girdi. Ve devletin başına geçti. Anayasayı çiğneyerek Ankara'ya giren komutanlar1961 Anayasasını hazırladılar ve yürürlüğe koydular. Halkın seçtiklerine, kararı önceden verilmiş mahkeme yapıldı. Kimileri asıldı, kimileri sürüldü, kimileri hapse atıldı. Askerî hükümet 1962'de seçim yaptı. Demokratik Parti'nin devamı sayılan Adalet Parti'si oyların bir çoğunu aldı ve iktidara geldi. 12 Mart 1971'de Ordu İktidarı devirdi, istifa etmek zorunda bıraktı.Artık gelenekselleşen darbe 12 Eylül 1980'de tekrarlandı. Demokrasi bir daha yara alıyordu. Her darbede olduğu gibi yeni bi anayasa hazırlandı. Asker bi süre iktidarda bulunduktan sonra yine seçimler yapıldı. 1998'de, bu sefer Post modern bir darbe daha yapıldı.

300 yıldır demokrasi denen yönetim biçimini kavramaya, uygulamaya çalışıyoruz. Sanırım demokrasi biz Türklerin layık olduğu bi yönetim biçimi değil. Başımıza biri gelecek. Bunu yapın, bunu yapın, şunu yapmayın diyecek. Biz de yapacağız. Yani demokrasi bize göre değil. Çünkü bize yüzyıllardır yalan söylenmiyordu. Biz de alıştık bize biz bizden zarar gelmez diye. Bunu bilenlerde bize karşı kullanıyor.Türkiye Cumhuriyeti doğru düzgün olarak, ülkenin kazanmasına yönelik olarak yönetilseydi şu anda hem Ortadoğu'da hem Asya'da hem de Avrupa'da sözümüz dinlenen bi devlet olurduk. Yanı başımızda Kürt devleti kurulmaya kalkışılamazdı. Sözde Ermeni soykırımı başımızı ağrıtmayacaktı. Aksine biz Ermenilerden, Türklere katliam yaptığı için tazminat alırdık. İsrail, Arap Yarımadası'nda katliamlar yapamazdı. Hatta belki İsrail diye bir devlet olmazdı. Musul, Kerkük ve Süleymaniye bizim topraklarımız olurdu. Ege adaları Yunanistan'ın değil bizim olurdu. Balkanlardaki Türklere sahip çıkabilirdik. Avrupa Birliği'ne girmemiz için Avrupa bize yalvarırdı. Türkiye Cumhuriyetleriyle birbirimize daha sıkı kenetlenirdik. Onlara sahip çıkardık. Elimizde bolca bulunan Boru daha iyi bi şekilde değerlendirirdik. Şu anda bor, Türkiye'de çıkarılıyor ve işlenmeden dışarı ihraç ediliyor. Ve bize işlenmiş hali kaç katı fiyatla satılıyor. Biz de alıyoruz. Vatandaşın cebine para, midesine aş girerdi. Türkiye'de fakirlik azalırdı. Bilime, bilim adamlarına önem verilirdi. Dine önem verilirdi. Tüketim değil, üretim toplumu olurduk. Cahil değil, alim olurduk. Okullardan çıkanlar serseri değil bilim adamı olurdu. ÖSS olmazdı. Hastanelerde kuyruklar oluşmazdı. Bürokrasi böylesine acımasız olmazdı. Gençlik şuursuz olmazdı. Beyin göçü olmazdı. Aksine biz ülkemize devşirirdik yabancı beyinleri. Türkiye'de korsan ürün olmazdı. Kayıt dışı ekonomi böylesine büyük olmazdı.. Herkes hak ettiği maaşı alırdı. İşsizlik azalırdı. Suç oranları düşerdi. PKK bu ülkeye burnunu bile sokamazdı. TV'lerde gereksiz programlar yayınlanamazdı. Benim aklıma bu kadarı geliyor. Ama tahmin ediyorum ki sayılacak daha çok fazla şey var.

Gün milli irademizi gösterme günüdür. Başka türlü belimizi doğrultamayız. Partilere oy vermeyin. İnsanlara oy verin. Sırf hemşeriniz diye birine oy vermeyin. İnsan olabilene, insan olmaya çalışana oy verin. Seçimden kaçmayın. OY VERİN. Madem bu ülkenin kalkınması bizim elimizde o zaman yapalım. En azından oyumuzu doğru insanlara verelim. Bu ülkeye hizmet edecek olanlara verelim. Aksi takdirde başımıza gelecekler de bizi etkileyecek.